Bir dilin anadil konuşucuları olmayan kişilerin iletişim yetileri birçok kez tanımlanmış, ve küreselleşmenin bir sonucu olarak son yirmi yıl içerisinde odak iletişimsel yetiden kültürlerarası iletişimsel yetiye kaymıştır. İngilizce(ler)in yeni kavramsallaştırma modellerinin bir sonucu olarak, akademik alanda, bir dilin anadil konuşucuları olmayan kişilerin iletişim yetilerini tanımlayan özgürlükçü modeller ortaya çıkmıştır. Ancak kuramsal bakıştaki bu değişimin ve özgürlükçü modellerin pratikte karşılığını bulup bulmadığı çok net değildir. Bu çalışmanın amacı, İngilizce öğretmenlerinin anadil konuşucuları olmayan kişilerin iletişim yetilerini nasıl tanımladıklarını sunmaktır. Bu araştırma aynı zamanda çalışmaya katılan İngilizce öğretmenlerinin kendi sınıflarında hangi İngilizce'yi, örneğin yabancı dil olarak İngilizce ya da lingua franca olarak İngilizce'yi mi, öğretmeye çalıştıklarını da ortaya çıkarmayı amaçlamıştır.